anne çocuk
Anneysen Kitaplara Değil Tecrübeye Bak
Merhaba herkese
Bugün sizlerle annelik deneyimlerimi yaşadığım sorunları ve çözüm yollarımı paylaşacağım. 2001 ve 2008 doğumlu iki erkek çocuğa sahibim. Oğullarımdan küçük olan üstün zekalı ve üstün yetenekli olduğu için onunla ekstra ilgileniyorum. O yüzden yazımın başlığı Anneysen Kitaplara Değil Tecrübeye Bak
Öncelikle ilk bebeğimi 2001 yılında kucağıma aldım. Ona hamile kalana kadar düzensiz beslenme ve düzensiz bir yaşantıya sahiptim. Çalışma saatlerim düzensizdi ve iş stresim çok fazlaydı.
Yapılmaması gereken en büyük hata iş stresini gün boyu yaşamak ki bunu engelleme yolunu ben ileri ki aylarda şöyle bulmuştum ;iş yerimde canım bir şeye sıkıldıysa hemen karnımdaki bebeğimi hayal edip onunla geçireceğim güzel günlerin hayalini kurdum ki bende çok işe yaradı bebeğim çok huysuz inatçı olmadı. Çünkü birçok kaynakta hamilelikte yaşanan stresin bebeğe yansıdığı yazıyordu.
Beslenme düzenim 2001 yılında oluştu diyebilirim .Dolayısı ile ilk oğlum Kayra bana sağlıklı gelmişti. Sabah hafif bir kahvaltı yapıyordum 10-10.30 gibi iş yerine getirdiğim 3-4 meyve atıştırıyordum. Öğlen yemeğini iş yerimde yediğim için o gün yemekhane de ne varsa onu yiyordum ancak orada da (Allah ondan razı olsun ) ahçı abimiz yemekte yoğurt yoksa gelip benden para alıp bugünkü yoğurdun diyerek yemekte önüme mutlaka 1 kase yoğurt koyuyordu. İkindi vakti 2 adet biber yada 3-5 marul yaprağı yiyordum folik asit için. Hamilelik testlerimde toxoplazma da sıkıntım çıktığı için tüm yeşil yapraklı sebzeleri oldukça fazla yıkayarak hatta imkan oldukça sirkeye yatırıp yiyordum. Ve gene toksoplazma korkusu yüzünden bayıldığım hamburgere 9 ay boyunca veda ettim (evde iyice pişirdiklerim istisna). Yemediğim tüm sebzeleri ve çorbaları içmeye başladım. Bayılarak içtiğim kola ve sigaraya da son verdim. Bol bol yürüdüm.Çünkü kısa boylu olduğum için fazla kilo alırsam hem yırtık ve çatlak sorunu yaşayacaktım hem de çirkin gözükecektim; nitekim 13 kilo ile hamileliğim bitti.
Çatlaklar için badem yağı kullandım bol su içtim ancak gene de çatlaklar oluştu. Ben doğum yaptıktan 6-7 ay sonraydı sanırım bir arkadaşım müstela kremi önermişti ancak benim için iş işten geçmişti. Badem yağının bir faydasını görmedim sanırım çatlayacaksa çatlıyordu :)
Bebeğim küvezde iken kendimi kaybetmiştim. Dünyada önemli olan tek şey bebeğimin rahatça nefes almasıydı onun dışında başka şeyin önemi yoktu. Güzelmişim çirkinmişim üzerimde sabahlık varmış v.s. v.s. hiçbirşeyin önemi yoktu. Sadece bebeğim iyi olsun onu alıp eve gidelim yeterdi.
Sezaryen doğum benim tercihim değil doktorumun seçimiydi ki nitekim zaten 37+5 iken kontrolde doktorum seni acil sezaryene alıyoruz dedi ve 3.200 kilo bir bebeğim oldu. Gerçi sonrasında bebeğimin ciğerlerinde su kaldığı için 15 gün küvezde kaldı ama 15 gün sonunda çok şükür sağ salim evimize götürdük oğlumuzu.
Bebeğimi küvezde kaldığı andan itibaren emzirmeye gayret ettim korka korka da olsa bebeğim mamaya alışmadan anne sütünü kolostrumdan itibaren aldı. Her iki oğlumu da 2 yaşına kadar emzirdim. Etraftan gelen onca lafı sözü duymazdan geldim . Bana söylenen sözlerin başlıcaları
-bu sana güvenip yemek yemiyor emzirmeyi bırak da kilo alsın
-erkek çocuk bu yaşa kadar emmez ki tam tersi Kuranı Kerimde de tübitakın notlarında da 24 ay emzirmek gerektiği yazıyor
-buna bu kadar sebze verme büyüyünce bıkar ki bu da şehir efsanesi çıktı özellikle kabak ve karnabahara bayılan iki oğlum var.
-ona özel koltukta uyumaya alıştırdığım oğlum için -bunda uyursa sakat kalır
-Sakın örümceğe oturtma erkek çocuk kısır olur ki babalarımız örümcekte büyümüş :)
-Çocuğu fazla ağlatma ciğeri patlar
-Bizim zamanımızda çocuklar 1 yaşında çişi söylerdi ki yapılan araştırmalarda çok erken yaşta çişini söyleyen bebeklerde 5-6 yaşlarında alta kaçırma sorunu sıklıkla karşılaşılıyor
-Bebek yemiyorsa yedirene kadar uğraş hatta kussa da devam et :)) gibi birçok lafı duymazdan geldim
Annelik bende en çok sağlıklı yaşam getirdi. Sonrasında sorumluluklarımın 4 e katlandığını hissettim. Daha çok günlük yaşayan bir kişi iken uzun vadeli planlar yapmaya başladım. Hiç kimsenin aklına gelmeyecek tehlikeli senaryolar da yazmadı değilim mesela -ya oğlum elini yıkarken tabure kayarsa kafasını çarparsa ya da ya sakız çiğnerken boğazına kaçarsa diye 5 yaşına kadar çocuklarıma sakız vermedim gibi manyaklık derecesinde takıntılarım da oldu :)
Hiçbir özel günlerini atlamadım. Özellikle
doğum günlerinde tamda istedikleri şekilde
kutlamalar hazırladım istediği kişileri davet ederek.
İki oğlumu da büyütürken birçok kitap okudum ama en çok kalbimi dinledim. Bol bol empati yaptım. Oyunları beraber oynadık beraber büyüdük diyebilirim. Allah'a şükür hiçbir zaman ağır oturaklı bir anne olmadım. Oğullarım ne zaman deney yapmak istese yaptık, ne zaman top oynayalım deseler oynadık sıkıldıkları şeyleri beraber konuştuk kızdıklarında beraber kızdık. Bunun neticesinde de sanırım başarılı ve akıllı çocuklarım oldu inşallah sonuna kadar böyle gider. Bazı ailelerde sınırsız çocuklar gördüğümde içten içe kızdım bazen kendimi sorguladım ama o çocukların ileride nasıl yetişkenlere dönüştüğünü görünce kendimi tekrar tebrik ettim. Rabbim çocuklarımın daha daha güzel günlerini göstersin bizlere.
Mirza yoğurt yemeyi sevmiyordu. Sonra aklıma bir fikir geldi; Mirzaya yoğurt yapmayı öğrettim böylelikle yoğurdu severek yemeye başladı.
Çocuklarıma hayvan sevgisi ve merhametli olmayı aşıladım. İstenildiğinde en sadık dostun onlar olabileceğini gösterdim onlara. Onlara acımak ve bakmak gerektiğinin insanlık görevimiz olduğunu öğrettim. İkisi de hayvanları çok seviyor ve her fırsatta hayvanlarla iç içe olmaya çalışıyorlar.
Çocuklarımdan hep bir adım önde olmaya çalıştım. Oğlumun okulunda Veli okuyor yarışmasına katılıp ödül aldım.Bu sayede hem okumanın önemini hem de istediğimizde neler yapabileceğimizi öğrettim ona.Hem de ona güzel bir örnek olmaya çalıştım.
Bugün sizlerle annelik deneyimlerimi yaşadığım sorunları ve çözüm yollarımı paylaşacağım. 2001 ve 2008 doğumlu iki erkek çocuğa sahibim. Oğullarımdan küçük olan üstün zekalı ve üstün yetenekli olduğu için onunla ekstra ilgileniyorum. O yüzden yazımın başlığı Anneysen Kitaplara Değil Tecrübeye Bak
Öncelikle ilk bebeğimi 2001 yılında kucağıma aldım. Ona hamile kalana kadar düzensiz beslenme ve düzensiz bir yaşantıya sahiptim. Çalışma saatlerim düzensizdi ve iş stresim çok fazlaydı.
Yapılmaması gereken en büyük hata iş stresini gün boyu yaşamak ki bunu engelleme yolunu ben ileri ki aylarda şöyle bulmuştum ;iş yerimde canım bir şeye sıkıldıysa hemen karnımdaki bebeğimi hayal edip onunla geçireceğim güzel günlerin hayalini kurdum ki bende çok işe yaradı bebeğim çok huysuz inatçı olmadı. Çünkü birçok kaynakta hamilelikte yaşanan stresin bebeğe yansıdığı yazıyordu.
Beslenme düzenim 2001 yılında oluştu diyebilirim .Dolayısı ile ilk oğlum Kayra bana sağlıklı gelmişti. Sabah hafif bir kahvaltı yapıyordum 10-10.30 gibi iş yerine getirdiğim 3-4 meyve atıştırıyordum. Öğlen yemeğini iş yerimde yediğim için o gün yemekhane de ne varsa onu yiyordum ancak orada da (Allah ondan razı olsun ) ahçı abimiz yemekte yoğurt yoksa gelip benden para alıp bugünkü yoğurdun diyerek yemekte önüme mutlaka 1 kase yoğurt koyuyordu. İkindi vakti 2 adet biber yada 3-5 marul yaprağı yiyordum folik asit için. Hamilelik testlerimde toxoplazma da sıkıntım çıktığı için tüm yeşil yapraklı sebzeleri oldukça fazla yıkayarak hatta imkan oldukça sirkeye yatırıp yiyordum. Ve gene toksoplazma korkusu yüzünden bayıldığım hamburgere 9 ay boyunca veda ettim (evde iyice pişirdiklerim istisna). Yemediğim tüm sebzeleri ve çorbaları içmeye başladım. Bayılarak içtiğim kola ve sigaraya da son verdim. Bol bol yürüdüm.Çünkü kısa boylu olduğum için fazla kilo alırsam hem yırtık ve çatlak sorunu yaşayacaktım hem de çirkin gözükecektim; nitekim 13 kilo ile hamileliğim bitti.
Çatlaklar için badem yağı kullandım bol su içtim ancak gene de çatlaklar oluştu. Ben doğum yaptıktan 6-7 ay sonraydı sanırım bir arkadaşım müstela kremi önermişti ancak benim için iş işten geçmişti. Badem yağının bir faydasını görmedim sanırım çatlayacaksa çatlıyordu :)
Yoğun Bakımda İlk Kucağıma alışım |
Sezaryen doğum benim tercihim değil doktorumun seçimiydi ki nitekim zaten 37+5 iken kontrolde doktorum seni acil sezaryene alıyoruz dedi ve 3.200 kilo bir bebeğim oldu. Gerçi sonrasında bebeğimin ciğerlerinde su kaldığı için 15 gün küvezde kaldı ama 15 gün sonunda çok şükür sağ salim evimize götürdük oğlumuzu.
Bebeğimi küvezde kaldığı andan itibaren emzirmeye gayret ettim korka korka da olsa bebeğim mamaya alışmadan anne sütünü kolostrumdan itibaren aldı. Her iki oğlumu da 2 yaşına kadar emzirdim. Etraftan gelen onca lafı sözü duymazdan geldim . Bana söylenen sözlerin başlıcaları
-bu sana güvenip yemek yemiyor emzirmeyi bırak da kilo alsın
-erkek çocuk bu yaşa kadar emmez ki tam tersi Kuranı Kerimde de tübitakın notlarında da 24 ay emzirmek gerektiği yazıyor
-buna bu kadar sebze verme büyüyünce bıkar ki bu da şehir efsanesi çıktı özellikle kabak ve karnabahara bayılan iki oğlum var.
-ona özel koltukta uyumaya alıştırdığım oğlum için -bunda uyursa sakat kalır
-Sakın örümceğe oturtma erkek çocuk kısır olur ki babalarımız örümcekte büyümüş :)
-Çocuğu fazla ağlatma ciğeri patlar
-Bizim zamanımızda çocuklar 1 yaşında çişi söylerdi ki yapılan araştırmalarda çok erken yaşta çişini söyleyen bebeklerde 5-6 yaşlarında alta kaçırma sorunu sıklıkla karşılaşılıyor
-Bebek yemiyorsa yedirene kadar uğraş hatta kussa da devam et :)) gibi birçok lafı duymazdan geldim
Annelik bende en çok sağlıklı yaşam getirdi. Sonrasında sorumluluklarımın 4 e katlandığını hissettim. Daha çok günlük yaşayan bir kişi iken uzun vadeli planlar yapmaya başladım. Hiç kimsenin aklına gelmeyecek tehlikeli senaryolar da yazmadı değilim mesela -ya oğlum elini yıkarken tabure kayarsa kafasını çarparsa ya da ya sakız çiğnerken boğazına kaçarsa diye 5 yaşına kadar çocuklarıma sakız vermedim gibi manyaklık derecesinde takıntılarım da oldu :)
Hiçbir özel günlerini atlamadım. Özellikle
doğum günlerinde tamda istedikleri şekilde
kutlamalar hazırladım istediği kişileri davet ederek.
İki oğlumu da büyütürken birçok kitap okudum ama en çok kalbimi dinledim. Bol bol empati yaptım. Oyunları beraber oynadık beraber büyüdük diyebilirim. Allah'a şükür hiçbir zaman ağır oturaklı bir anne olmadım. Oğullarım ne zaman deney yapmak istese yaptık, ne zaman top oynayalım deseler oynadık sıkıldıkları şeyleri beraber konuştuk kızdıklarında beraber kızdık. Bunun neticesinde de sanırım başarılı ve akıllı çocuklarım oldu inşallah sonuna kadar böyle gider. Bazı ailelerde sınırsız çocuklar gördüğümde içten içe kızdım bazen kendimi sorguladım ama o çocukların ileride nasıl yetişkenlere dönüştüğünü görünce kendimi tekrar tebrik ettim. Rabbim çocuklarımın daha daha güzel günlerini göstersin bizlere.
Mirza yoğurt yemeyi sevmiyordu. Sonra aklıma bir fikir geldi; Mirzaya yoğurt yapmayı öğrettim böylelikle yoğurdu severek yemeye başladı.
Çocuklarıma hayvan sevgisi ve merhametli olmayı aşıladım. İstenildiğinde en sadık dostun onlar olabileceğini gösterdim onlara. Onlara acımak ve bakmak gerektiğinin insanlık görevimiz olduğunu öğrettim. İkisi de hayvanları çok seviyor ve her fırsatta hayvanlarla iç içe olmaya çalışıyorlar.
Çocuklarımdan hep bir adım önde olmaya çalıştım. Oğlumun okulunda Veli okuyor yarışmasına katılıp ödül aldım.Bu sayede hem okumanın önemini hem de istediğimizde neler yapabileceğimizi öğrettim ona.Hem de ona güzel bir örnek olmaya çalıştım.
33 Yorumlar
ah o çok bilmiş teyzeler yok mu onları dinlesek çocuk mahfolurdu herhalde bana da kucağına alma alıştırma deyip durdular hiç dinlemedim bile çok kısa sürede istesem de alamamaya başladım çünkü keşke hala minicik olsa da kucağımdan indirmesem diyorum şimdi :-((
YanıtlaSilYazdıklarınızı sevdim. Aynı aşk ve sevgiyle çocuklarınızla uzun yıllar dilerim.
YanıtlaSilSezeryan doğum malesef Türkiye de çok yapılıyor. Çünkü doktor lar hemen işin bitmesini istiyor ve hastayı düşünmüyor. Ya da düşünen az.
YanıtlaSilCanım kısa bir hayat öyküsü olmuş ne güzel.Düşüncelerini yazıya aktarmakta büyük bir yetenek Her anne aşağı yukarı bu yollardan geçtiğini düşünüyorum..Sevgiler
YanıtlaSilne kadar güzel çocuklarınız çok şanslı gerçekten...
YanıtlaSilAnne olmak kolay değil. Fakat, bence en önemlisi çocuğunuzu dinlemek, iyi gözlemlemek ve ondan gelen sinyalleri iyi almak. Bebekliklerinden itibaren aslında ne istediklerini ya da istemediklerini gayet güzel anlatıyorlar. Kulaktan dolma bilgiler konusunda ise hiçbirşey demiyorum artık :)
YanıtlaSilNe güzel yazmışsınız. Benim de oğlum 26 gün boyunca küvezde kaldı. Sizi çok iyi anlıyorum. Sağlık ve neşeyle geçsin yıllarınız sevgiler..
YanıtlaSilÇocuk eğitiminde kitaplar bir yere kadar. Her çocuk farklı bu yüzden onlara göre düzenlemeler yapılmalı bence de...
YanıtlaSilÇok duygulandım yazınızı okurken.. Kendime de çok pay çıkardım.. Anneyiz işte.. Hepimiz aynıyız..:) Hele şu kendi kendimize kurduğumuz takıntılar var ya, onlar dikkat edilmezse insanın hayatını kabusa çevirebilir... Sanırım tevekkül işte bunun için var.. Tedbir alıp Allah'a havale ediyorum... Allah bütün çocukları korusun...
YanıtlaSilYazdiklarinizi bir cirpida okudum . aciksaci cok duygulandim. Cocuklariniz cok sansli gercekten .
YanıtlaSil@audreykesinlikle öyle
YanıtlaSil@birgül erdoganAmin hepimize inşallah
YanıtlaSil@nilgün aydıngenelde böyle kolaylarına geliyor.Benimki tıbbı zorunluluktu ama keyfi yapan çok bu işi
YanıtlaSil@Güloanne Mutfakta Gültençok tesekkürler
YanıtlaSilSevgiler
@Gulsah Oneninşallah onlar da ileride böyle düşünürler
YanıtlaSil@sihirli mavikesinlikle iki kardeş bile birbirinden bu denli farklı iken sadece kitaplara göre yetiştirmek çok yanlış
YanıtlaSil@Gulsah MeralAmin canım. Allah kimseyi evladı ile sınamasın
YanıtlaSil@Renkli Pasta SepetiAmin canım Rabbim hiçbir anneye evlat acısı vermesin
YanıtlaSilsağlıkla daima güzelliklerini başarılarını yaşamak izlemek nasip olsun. annelik böyle bir şey işte:) çocuklarla ilgili kararlar da en etkili kişi anne elbette her anı dolu dolu teyzeler değil anneler yaşıyor çünkü:))
YanıtlaSilNe güzel anlatmışsınız, kimi zorlu, kimi keyifli deneyimler. Bu tür yazılar diğer annelere de zorlandıkları konularda yardımcı olur derim. Bilgilerimizi, tecrübelerimizi paylaşmak güzel, ellerinize sağlık.
YanıtlaSilKısa hikayeler tadında bir yazı hazırlamışsınız. Ellerinize sağlık. Çocuklarımızın güzel günlerini görmek, paylaşmak dileği ile sevgiler.
YanıtlaSilgüzel deneyimler ,tecrübeler allah evlatlarımızdan ayırmasın canım :)
YanıtlaSilwww.hadisofraya.com
Allah evlatlariniza uzun omurler versin. Inşallah daha nice güzel yollarını görürsün. Sevgiler
YanıtlaSilTecrübe hiç bir şeye benzemiyor gerçekten (:
YanıtlaSil@Saadet Uslukesinlikle öyle
YanıtlaSilevet kitaplardan bilgi alacağız ama tanıyıp onlara göre program çizmek çok daha önemli bence
@PC- KOLOGçok teşekkür ediyorum
YanıtlaSil@ÖRGÜÇANTAM-Hatice yazıcıaynen öyle hepimizin ortak hedefi belli onlar için en iyisini yapabilmek
YanıtlaSilsevgiler
@Kendi Mutfağında ŞefAmin inşallah hep güzel şeyler yaşatırlar hep güzel şeylerini paylaşırız inşallah
YanıtlaSil@tokideki sesamin canım inşallah
YanıtlaSil@Aslı'nın Dünyasııaynen değil mi :)
YanıtlaSilResimler harika makale daha harika canım.
YanıtlaSilNe kadar dogru kitaplarla degil kalple annelik yapilir💖
YanıtlaSilLerzancım ne güzel bir paylaşım olmuş . Yavrularının büyüme evrelerini, yaşadığınız güzel hatıraları bir araya getirmen harika bir fikir.
YanıtlaSil